Kızgınlıklarımızı Affetmeli Miyiz?
Bu içsel hesaplaşmayı belki de gün içerisinde zihnen pek çok kez tekrar ediyoruz.
Gelin birlikte içimize hapsettiğimiz bu kızgınlıkların bizi nasıl etkilediğine bakalım.
Yaşamda var oldukça bir şekilde insanlarla etkileşim halindeyiz. Bu etkileşimle birlikte pek çok duygu geçişini de sağlıyoruz.
Öfke, kızgınlıklarımız içimizden gelir. Eğer dış dünyada olan bir şey seni kızdırdıysa, sebebinin kendini o durumdan koruma gücünün farkında olmayışından kaynaklı olduğunu söyleyebiliriz. Öfkemiz aslında bizim tepkiselliğimiz sonucu gösterdiğimiz duygumuzdur. Öfkemizin altına dikkatlice bakıldığında hayal kırıklığı, eziklik, aşağılanmışlık, kırgınlık gibi ikincil duygularımız vardır.
Sor bakalım kendine; hangi ihtiyacın karşılanmıyor? Hissettiğin bu duygu sesini duyurmaya, görülmeye, netliğe, ilgiye, saygıya ve güvene ihtiyacın olduğu için mi ortaya çıkıyor?
Öfkemiz aslında bize tam olarak nerede sıkıştığımızı, sınırlarımızın ne olduğunu, hangi inançlara ve korkulara takılıp kaldığımızı gösterir.
İçsel olarak hissettiğimiz bu öfke ve kızgınlıklar diğerleri ile aramızda bir bağ oluşmasına neden oluyor. Oluşan bu bağ ile o insanla beraber olmasak da enerji akışımız devam ediyor. Kendimizi hafif hissetmek, bu olumsuz bağdan özgürleşmek için meditasyon çalışmamızı düzenli bir şekilde uygulayabilirsiniz.
Şimdi sorun kendinize!
Hapsolmuş duygularını açığa çıkarıp, onları serbest bırakmaya gönüllü olur musun?