a
BlogSınır Koymak-Sınır Belirlemek- Sınır Çizmek

Sınır Koymak-Sınır Belirlemek- Sınır Çizmek

Sınır Koymak-Sınır Belirlemek- Sınır Çizmek

Sınır Koymak-Sınır Belirlemek- Sınır Çizmek

Toplum tarafından, etrafımızdaki kişiler tarafından kabul edilmek ve yalnız kalmaktan korktuğumuz için genel olarak ‘’Kendimizden vazgeçeriz.’’. Kendimizden vazgeçtiğimiz zaman sınırlarımız kalmaz, başkalarının isteklerine, ihtiyaçlarına göre ve onları memnun etmek için yaşarız. Aksini de bencillik zannederiz. Çünkü bize bu öğretilmiştir.

‘’Hayır’’ diyebilmek.. Sınırları belirlemenin yanı sıra etrafına da kendini ifade etmek için ‘’hayır’’ demeyi öğrenmelisin. Sevilmeyeceğinden, onaylanmayacağından korkarak toplumsal ve ailevi kodlar sebebiyle ‘’hayır’’ diyemeyerek, istemediğin halde üstlendiğin konular senin kendi sınırlarını ihlal etmen anlamına gelir. Her ihanetinde kendini aldatır, kendi enerjinden çalarsın. Farkında olsan da olmasan da bunu yaparken karşı taraftan da sana bu yaptıklarının karşılığını vermesi için beklentiye girersin. Beklentiyle verdiğin zaman karşılığını görmediğinde hayal kırıklığına uğrarsın. 

Önemli olan kendin olmak ve kendini olduğunun gibi sevmektir. Kendi sınırlarını koyup merkezinde kalmayı başaramazsan karşı tarafı da olduğu gibi kabul edip sevemezsin. Çünkü kendi sınırlarının ihlal edilmesine izin verirsen başkalarının da sınırlarını ihlal edersin. Kendine sağlayamadığın hakkı başkasına sağlayamazsın. Kendine neyi verebiliyorsan, başkasına da ancak onu verebilirsin. Örneğin, başkalarını hiç takdir etmeyenlere bakın, kendilerini de takdir etmeyi bilmezler.

Eğer sen etrafındaki kişilere onlara sınırların ihlal etme hakkı vermeseydin seni üzebilir, yapmak istemediklerini sana yaptırabilirler miydi?

Kendine ihanet ettiğin zaman bunun yarattığı içerlemeyi içten içe bunun acısını karşı taraftan çıkartmak isteriz. Davranış ve sözlerimizle dolaylı da olsa suçluluk yaratırız. Toplumdaki yaygın söylemleri sen de bilirsin. ‘’Senin için saçımı süpürge ettim.’’, ‘’Siz varsınız diye dayandım ben bunca şeye!’’, ‘’Siz benim yaptıklarımın kıymetini bilmiyorsunuz.’’ Taaa çocukluktan bu ve benzeri sözlerle suçluluk hissi iliklerimize işler. Yapmasaydın, kim dedi diye yaptın? Çocuğun dünyaya gelmeden önce onunla telefon görüşmesi mi yaptın? Anlaşmamı imzaladın? Yooo… Bu şekilde suçluluk yaratan bir ebeveyn olarak en uygun davranışın bu olduğuna karar verdiğin için öyle davranmayı seçtin. Belki bu davranışın en iyi anne olmalı hali olduğunu düşündüğün için, suçluluk hissetmemek için, özünde yapmak istediğini, örneğin boşanmaya cesaretin olmadığı için yapmış olabilirsin. En önemlisi şunu unutmamak gerekir, ‘’fedakârlık, özveri, başkalarını kırmamak’’ veya her ne şekilde adlandırırsak adlandıralım, her ne yapıyorsan sadece ve sadece sen seçtiğin için ve sana bir şekilde hizmet ettiği için yapıyorsun. Bu sebeple de yaptığın ve başkalarına verdiğin her ne ise bunu kendin istediğin için karşılık beklemeden yapmalısın.

Başkaları için bir şey yapmadan önce kendi bardağını doldurmalısın. Teknik olarak kendinde olmayanı başkasına veremezsin. Evine misafirin geldiğinde çayın varsa çay, kahven varsa kahve ikram edersin. Kendi içinde ne taşıyorsan başkasına da ancak onu sunabilirsin. Kendinde olmayanı, belki daha sonra karşılığını alırım diye vermeye çalıştıkça ve kendine ihanet ettikçe içinde zehir birikir. Bu zehir öfke, saldırganlık gibi duygulara sebep olabilir. Sen hep dahasını yapmaya devam ettikçe, belli bir süre sonra karşındaki kişi sana ne verirse versin yetmeyecektir.

Sınırları ihlal edilerek büyüyen bir çocuk hayatı boyunca ya ihlal edilecek ya da edilmemek adına etrafına güçlü bir duvar örecektir. Daha küçükken, dört-beş kaşık ile doyduysa ve başka yemek istemiyorsa ağzına zorla kaşığı sokmamak gerekir. Bunu yaparken niyetin çok saf olabilir, sadece onu beslemek istiyor olabilirsin. Ama ona ‘’sen kendinle ilgili karar verecek kapasite de değilsin, ‘hayır’ desen de zorla sana istemediğini yaptırırlar’’ mesajı vererek özgüvenini zedeliyor olabilirsin. Sınırları sürekli ihlal edilen bir çocuğun ileride bağımsız bir karar almasını nasıl beklersin?

Artık bir yetişkinsin. Bir yetişkin olarak kendi ihtiyaçlarını ve beklentilerini gözetebilirsin. Farkındalığı ve değişimi kucaklayabilmek için aşağıdaki egzersizi yapabilirsin.

Sınır Koyma Egzersizi

  1. -Sınırlarını ihlal etmesine izin verdiğin kişiler kimler?
  2. -Sen kimlerin sınırlarını ihlal ediyorsun?
  3. -Hayır demek istediğin, diyemediğin zamanları yaz lütfen.
  4. -Hayır diyememe sebeplerin neler?
  5. -Sınır koymak sana göre ne demek?
  6. -Sınır koyarsan ne ya da nelerin olmasından korkuyorsun?
  7. -Sınır koyabilmek için neye ihtiyacın var?
  8. -Sınır koyabilmek için ihtiyacın olan şeyler açığa çıkarsa bu sana nasıl hissettirir? Bu his bedeninde bir yerde olsa nerede olurdu?

Danışmanlık için mesaj atabilirsin.

Have a question?

    Open chat
    Yardıma mı ihtiyacın var?